Antalya’da Mimarlığa Başlaması

Mimarlığa başladığım yıl Antalyalı böyle bir mesleği bilmiyordu. Ev yapmak için sana ne gerek var diyordu. Böyle bir ortamda mimarlığa başladım. Antalya’ya mimar demesini öğretmek için on sene uğraştım… Sene 1949, mimar olarak Antalya’ya, memleketime geldim. Lisenin yanındaki baba evinde tezgahımı kurdum. Ne gelen var ne giden. Antalya’da o tarihte mühendisi bilen vardı da mimarı bilen yoktu. Bir gün şimdiki Dönerciler Çarşısında, o zaman “Kayaflar Arastası” denen sebze ve meyvenin satıldığı çarşıda yürürken, eli bastonlu, yaşlı bir adam karşımda durdu. Yüzüme bakarak “Sen Hamdi Efendi’nin oğulu değilmisin?” dedi. “Evet amca” dedim. “Sen görünmüyordun ya” deyince “amca ben okuyordum” diye cevap verdim. Adam “ ne okudun oğlum” diye sordu. Ben de “mimar oldum” dedim, anlamadı “ne demek o mimar” dedi. Ben anlatmaya çalıştım, “binaların, evlerin planlarını yapıyoruz”. Yüzüme bir daha baktı, “allahallah ben ev yaptıracak olsam iki usta bulur yaptırırım sana ne lüzüm var ki” dedi ve yürüdü.

İşte böyle bir ortamda ben mimarlığa başladım. Günler geçti, aylar geçti, kapımı çalan yok. Bir gün çok eskiden tanıdığım bir usta (Selim Gülhancı) çıka geldi. “Hayrola” dedim. “Bir plan işimiz var yapar mısın?” deyince düşünün benim halimi. Otelci Ahmet Trak’ın Saçlı Kuyu’daki evi ile Antalya’da mimarlığa başlamış oldum. O zamanlar plan ve ruhsat mecburiyeti yoktu. Sonradan başladı. Gelenler “sen plan yapıyormuşsun, belediyeden istiyorlar, ama , bir şey duydum, sen abdesthaneyi evin içine koyuyormuşsun, koku yapar, benimkini bahçeye koy” diyordu. Böyle bir ortamda Antalya’da mimarlık yaptım, çok sıkıntılı günlerim oldu, çok müşterim planda değişiklik yapmak istiyordu. Ben onlara, tek planı bozmayın da bana vereceğiniz mimarlık ücretini de vermeyin diyordum. Stadyumun arkasında iki katlı binaları yaparken bir binada mutfağın tezgâhına fayans döşenmesini istedim. O tarihte Antalya’da fayans yoktu. İnşaat sahibi de çok masrafl ı olur diye istemedi ama ben ustayla anlaştım, beraber İstanbul’a gidip fayans alıp geldik. Gerekirse parasını ustayla ben öderim diye düşündüm. Fayans mutfağa döşenince inşaat sahibinin de çok hoşuna gitti. Fayansların parasını ödedi. Netice olarak ben Antalyalı’ya mimar demesini öğretmek için on sene uğraştım.. Ondan sonraki yıllarda işlerim çoğaldı, Burdur, Isparta ve Antalya’nın kazalarından işler gelmeye başladı.

You may also like...