Yörük Yemekleri

Yörük yemekleri basit ve sınırlıdır. En muteber ve ağır yemekleri ettir. Misafirlerini ağırlamak için yapacağı azami fedakârlık derhal bir kuzu, oğlak, koyun veya keçi kesmektir. Kestiği kuzu ve oğlaktan yapacağı yemek de “Sac kavurması” ile “Kaynama’dır.” Sac kavurması yufka pişirilen sacın iç tarafına et, böbrek, ciğer doğranılarak konulur. Davarın iç yağı gibi kısmı da ilave edilerek bol tere yağı da eklenir. Sacın etrafına hamur ile bir set çekilir. Et bol yağda kavrulur. Sofraya da kavurma böyle sac ile birlikte konur ve yanında bir tas da sarımsaklı yoğurt getirilir. Sarımsaklı yoğurdu kavurmanın ortasına dökmek adet ise de misafirden arzu etmeyen bulunur diye ayrı kapta getirmek tercih edilir. Sofrada birkaç baş soğan da bulundurulur. Kaynama, kemiğiyle gelişi güzel parçalanmış etin suda kaynamasından ibarettir. Domates salçası mevcut olmadığından konulmaz fakat bolca dövülmüş kırmızı biber eklenmiştir. Soğan konulduğu nadirdir. Etten yapılan kızartma, köfte, tava vesaire gibi diğer hiçbir tür Yörük yemekleri içerisinde yoktur.

Sebzeler: Yörük sebzeyi pek sınırlı bilir hatta “Çörle çöple yiğit mi olur!” diye bir darb-ı meseli (atasözü) bile sebze ile beslenmeyi hafife alarak küçümser. Yegâne bildikleri sebze, kabak, patlıcan, pırasa ve lahanadır. Pırasayı soğan gibi pişirmeksizin yemekten hoşlandıkları gibi içine kuru beyaz fasulye koyarak bolca ekşi dökerek pişirirler. Kabak ve patlıcanı pişirme usulü de sade olup katiyen et ilave edilmez. Patlıcan ve kabağı ayrı ayrı doğrayıp su ile kaynatıp içine pek az bir miktarda yağ, çok miktarda kırmızı biber ilave ederek yemek yaparlar. Büyük sarı kabakları alarak kışın sütle kaynatıp üzerine tuz ekerek bundan da bir tür yemek yaparlar. Diğer bamya, taze fasulye gibi sebzeleri nadiren yerler. Zaten Yörüğün vaziyeti de sebze bulmaya müsait değildir. Daima yerleşim alanından ve şehirden uzak dağ başlarında yaşayan Yörük her zaman sebze bulamaz. Pazar yerlerinden, gittikçe tanıdığı bu sebzelerden alarak pişirme usulü hakkında yeterli bilgisi bulunmadığından yaptığı yemek lezzetli olmadığı için kendisi de hoşlanıp sebze yemeye devam edemez. Kuru sebzelerden fasulye en çok pişirip yedikleri yemektir. Fakat o da ne kadar bol et olur ise olsun nadiren içerisine et katarlar. Daima az yağ, bol kırmızı biber ile suluca pişirirler, bol da limon sıkarlar. Fasulyeden çorba ve fasulye ile pırasa pişirirler. Çorbalar, akdarı, bulgur, fasulye, tarhanadan yapıldığı gibi yoğurtlu sütlü bulgur çorbaları da vardır.

Keşkek: Yörüğün düğününde ve özel günlerinde yaptığı mühim yemeklerdendir. Keşkek, buğdayın kaynatıldıktan sonra bir çuval içerisinde büyük tokmakla ezilmesinden yapılır ve mutlaka et suyu ile pişirilip üzerine de tereyağı dökülür. Hakikaten lezzet ve gıda itibarıyla en iyi yemeklerdendir. Un helvası, tavada omlet gibi kızartılmış yumurtaya tatlı dökülerek yapılan yumurta tatlısı, susam yağlı ve içi susamlı baklava ile pirinçli sütlaç tatlılarıdır. Pirinçli sütlaca daima tuz da ilave ederler. Zaten Yörüklerde pirinç hemen çorba ile sütlaç yapmak için kullanılır. Sütlaç ise tuzlu olarak pişirilip tatlı yoksa tuzlu haliyle, tatlı olarak bal veya toz şeker bulunursa üzerine bal veya toz şeker dökülerek yenilir. Tuzla tatlının kaynaşmaması hasebiyle bir şehirli için her halde lezzetli yemek kabul edilmesi mümkün değildir. Sofrada bir tabak bal en ağır tatlı yemektir. Çünkü zavallı Yörük bir yerde durmadığından köylü gibi arı kovanına da sahip değildir. Balı da parayla almak mecburiyetindedir ki parayla alınan her şey onun için en kıymetli maldır. Kendi mahsulü olan beş liralık bir keçi, yüz dirhem bal kadar misafiri ağırlayacak kıymette değildir. Börekleri, peynirli sac böreği ile katmerdir. Fakat daima arpa unu ile karışık un kullandıklarından her ikisi de iyice pişmek gibi nefis ve lezzetli olmaz. Yufka ekmeğini pişirmeksizin hamurken bıçakla kıyarak bir tür makarna da yaparlar fakat hamurken yapıldığı için hamur olarak kalır. Bu makarnayı çoğu zaman tatlı dökerek yerler. Pilavları daima bulgur pilavıdır. Misafir için pirinç pilavı pişirdikleri olsa da pirinci hiçbir zaman iyi pişiremezler. Ekmekleri ekseriyetle yarı buğday yarı arpa ile yapılmış undan olur. Mısır darısı, ak darı hatta kum darı unuyla da yapılır. Ekmekleri mayasızdır. Hamuru oklava ile açarak sac üstünde kurutmaktan ibarettir ki sağlıklı değildir. Yörükler yeme ve beslenme itibarıyla her halde köylüden daha iyi durumdadır. Çünkü ekseriya yemekleri yoğurt, ayran, peynir, çökelek gibi az çok gıda bulunan hayvansal ürünlerden olmakla beraber; kurt tarafından yaralanan, ayağı kırılan, hastalanan koyun ve keçileri keserek et yedikleri eksik olmaz. Meşgaleleri dahi fazla kuvvet ve gayret harcamaya mecbur etmediğinden vücutları ve sağlıkları daha mükemmeldir.

Yörüklerde tavuk ve yumurta köylü kadar bol bulunmazsa da misafir ağırlarken tavuk ve yağda yumurta tavası dahi pişirirler. Sırf misafir ağırlama yahut hususi eğlence için kuzu çevirmesi yaparlar. Çevirme, kuzu ve oğlağın ortasından uzunlamasına geçirilen bir sırık üzerinde, iki taş arasına yakılmış ateşte, üzerine sadeyağı döke döke pişirmektir. Yörüklerde mübarek günlerde aşure ve pişi pişirmek dahi vardır. Aşurenin mümkün olduğu çeşitlilik şart olup içinde hatta Kurban Bayramından kalma et kavurması dahi bulunur.

Pişi, susam yağında pişirilen ve üzerine susam dökülen bir tür börektir. Yörükler, bütün Anadolu köylüsü gibi bildikleri yemekleri kendileri yemek için değil ancak misafirlerini ağırlamak için bilir. Kendisinin hemen daima yediği yoğurt, ayran, peynir, çökelek, bulgur pilavı, muhtelif çorbalar, fasulye ve kazaya uğrayan hayvanların etleridir.

You may also like...