Antalya Çoğrafyası
Anadolu’nun güneyinde, aynı adı taşıyan körfezin kuzeybatısında kurulmuş bir şehir olan Antalya, 36 derece 06 dakika ve 37 derece 27 dakika kuzey enlemleri ile 29 derece 14 dakika ve 32 derece 27 dakika doğu boylamları arasında yer almaktadır. Güneyinde doğal bir sınır olarak Akdeniz’in yer aldığı şehrin kuzeyinde Bey Dağları, doğusunda Vezir Dağı, batısında ise Tahtalar Dağı bulunmaktadır. Kıyıda, 25-30 m yükseklikte dik bir yarla sona eren traverten sekisinin üzerinde kurulmuş olan Antalya, kuzeyde ise bir dağın eteğinde yer almaktadır
Antalya ilinin genel yapısını, güneyde dik yamaçlarla kesilen Akdeniz ve kuzeyde Toros Dağları belirlemektedir. Kentin batısı Tekeli Platosu, doğusu ise Taşeli Platosu’dur. Antalya Ovası, Taşeli ve Tekeli platolarının kesiştiği körfezin kuzeyinde bir alüvyon ovasıdır. Antalya ovası doğu-batı yönünde uzanan bir üçgen biçimindedir ve kuzey yönünde üç basamakta yükselir. Antalya denizden 39 m yükseklikteki kayalıklar üzerine kurulmuştur. Antalya’da topografyadaki eğim yaklaşık 12.000 km’lik bir alanda %20’yi aşmaktadır ve Antalya Körfezi’ni oluşturan kıyılardaki dar bir ova şeridinde %5 ile %10 arasında değişmektedir. Kent, denize 20-30 m’lik dik yollarla inen doğal falezler üzerine kurulmuştur.
Antalya’nın topraklarının %60’ı ormanlıktır. Ormanı en çok olan illerimizden biridir. Çam ağaçları çoğunluktadır (Kızılçam ve Karaçam). Kaş ve Elmalı arasında sedir ağaçları bulunur. 500 m aşağılarda makiler vardır. Makilerle çam ormanları arasında meşe ağaçları bulunur. Maki bölgesinde sarmaşık, defne, yemiş, sarıağaç, mersin ağacı, çitlembiğe çok rastlanır. Ayrıca lavanta, kekik, nane ve veronika gibi bitkiler bulunur. Ovalarda her türlü Akdeniz ürünleri yetişir.
Bölge ırmaklarının tümü kuzeyden güneye akarak Antalya Körfezi‘ne dökülürler. Ortak özellikleri genelde kireçli gelen suyu bol kaynaklarla beslediklerden, yazın fazla fakirleşmemeleridir. Bunlardan en batıda olan Düden (Katarrhaktes) Çayı, Attaleia’nın hemen doğusunda kollara ayrılarak, denize 20-30 m’lik dik yarlar üzerinden dökülmektedir. Daha doğuda, kaynağı Pisidia bölgesindeki Isparta Çayı ile Ağlasun Suyu olan Aksu (Kestros) bulunmaktadır. Bunun ilerisinde, zaman zaman çağlayanlar yaparak Pamphylia Ovası’na inen ve sonuçta Aspendos yakınlarında denize dökülen Köprü (Eurymedon) Suyu yer almaktadır. Doğuda, kaynağını Toroslar’dan alarak şelale yaptıktan sonra denize dökülen Manavgat (Melas) Çayı ve son olarak Pamphylia-Kilikia sınır bölgelerindeki, batıdan doğuya doğru sıralanan Karpuz, Alara ve Kargı çayları bulunmaktadır.
Pamphylia’daki tek göl, Strabon’a göre Perge ile Eurymedon Irmağı arasındaki Kapria’dır. Günümüzde Aspendos’un hemen batısında, Antalya’nın 30 km doğusundaki Kırkgözler Bataklığı’nın bu gölün günümüze kalmış kalıntısı olduğu düşünülmektedir.
Üçgen biçimli Antalya Ovası’nı kapsayan Pamphylia genelde düz bir bölgedir. Basamaklı bir yapı gösteren ova, batı, kuzey ve doğuda Batı Toros sistemi içinde yer alan dik yamaçların önünde son bulur. Batıda Teke Dağları’nın dik kenarı önünde birden sona erdiği halde, doğuda kıyıya yaklaşan dağlar yüzünden git gide darlaşarak Korakesion yakınlarına kadar devam eder. Kuzeyde üzerinde Termessos’un kurulu olduğu Güldere (Solymos) Dağı yer almaktadır. Güneybatıda, bölgeyi iç kesimden Tahtalı (Solyma) ve günümüzde Çamlar, Delik ve Kemer dağlarının tümünü kapsayan Klimaks Dağı ayırmaktadır.
Antalya ilinin doğusunu tamamıyla kaplayan Pamphylia, 120 km’lik bir kıyı ovasıdır. Doğu’da, bugün Taşeli adlı Dağlık Kilikia (Kilikia Trakheia); batıda, Türk döneminde Teke İli denen Likya, kuzeyde Pisidia bölgeleriyle komşudur; güneyi Antalya Körfezi (Pamphylion Pelagos) kaplamaktadır. Günümüzdeki Antalya Ovası’nı tümüyle içeren bu bölge, doğu, batı ve kuzeyden dağlarla kuşatılmıştır.
Bölge, genel olarak alçak basınç etkisindedir ve bunun sebebi daimi su buharı kaynağı olarak denizin bulunmasıdır. Akdeniz’de yaz aylarının kararlı havası özellikle sonbaharın başlangıcı olan Eylül ayında bozulmaya başlar ve Nisan ayının başlarına kadar devam eder.
Antalya ili sıcak ve nemli Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Antalya ikliminin oluşumunda Toros Dağları’nın denize paralel olarak uzanması, su sıcaklığı yüksek olan Akdeniz kıyısında bulunması ve her mevsim yeşil kalan bitki örtüsünün varlığı etkili olmaktadır.
Antalya Havzası’nda iki çeşit iklim görülmektedir. Denize yakın kesimlerde tipik Akdeniz iklimi görülürken, denizden uzak ve yüksek bölümlerde daha çok İç Anadolu iklimine benzeyen kara iklimi etkisini sürdürmektedir.
Akdeniz İklimi, Ege bölgesinin büyük bir bölümü ile İç Anadolu’nun batı kesiminde ve Akdeniz Bölgesi’nde Toros Dağları’nın güneye bakan kesimlerinde etkili olmaktadır. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Yazın ortalama sıcaklık 28-36 derece arasındadır. Kıyı kuşağında kar yağışı ve don olayları nadir olarak görülür. Yüksek kesimlerde kışlar karlı ve soğuk geçer.
Antalya’da en çok yağış kış ve ilkbahar aylarında, en az yağış yaz aylarında görülmektedir. Yaz aylarında yağış miktarı çok yetersizdir. Antalya’nın yazın fazla yağış almamasının sebebi, merkezin doğusunda bulunan Toros Dağları ile batısında bulunan Bey Dağları’nın kuzeye doğru uzanmaları ve hava kütlelerinin hareketlerini Antalya üzerine çekmeleridir. Yaz aylarında yağış miktarının çok az olması nedeniyle bölgede yaz kuraklığı hâkimdir.
Antalya’da nem miktarı oldukça yüksektir. Yüksek nemin de etkisiyle yüksek sıcaklık konforsuzluk yaratmaktadır. Nem oranı kıyıdan içerilere doğru gidildikçe azalır. İlde yıllık ortalama nispi nem %64 civarındadır.
Kaleiçi’nde hâkim rüzgâr yönü kuzeybatı ve güneydoğu yönleridir. Kuzeydoğu yönünden esen poyraz Antalya’da kışın soğuk, yazın sıcak eser. Oysa güney Antalya sahil şeridinde durum farklıdır. Kuzeydoğudan esen poyraz sahile ulaşırken Antalya Körfezi üzerinden geçer ve deniz etkisi ile serinletici bir nitelik kazanır. Bu nedenle poyraz istenilen bir rüzgârdır. Bölgedeki hâkim rüzgârlardan biri de güney ve güneydoğudan esen meltem rüzgârıdır. Bölgede Manavgat adı verilen doğudan esen rüzgâr da serinletici ve istenilen bir rüzgârdır. Dökün adı verilen, sahili sınırlayan dağlar arasındaki vadilerden akşam üstleri, kısa süreyle esen yöreye has bir rüzgâr daha vardır ve bu rüzgâr da serinletici etkiye sahiptir.
Yılın ancak 40-50 günü kapalı ve yağışlıdır. Antalya, yılda ortalama 300 güneşli günü, 18.7 derece yıllık sıcaklık ortalaması ile yılın 12 ayı turizm hareketlerine açık, ender bölgelerden birisidir ve yılın en az dokuz ayı denize girilebilmektedir.