Atatürk Anıtının Hikayesi

Sene 1964… Atatürk Anıtını Yaptırma Derneği Başkanı rahmetli Muharrem Önal. Ben derneğin teknik müşaviriyim. Muharrem bey bir gün bana “Akıltopu, paramız epey birikti, bu işe başlasak iyi olacak” dedi. Bundan sonraki iş bana düşüyordu. Ben bu işin nasıl yapılacağı hakkında bilgi almak için İstanbul’a, mezun olduğum okula Güzel Sanatlar Akademisi’ne gittim. Hocam profesör mimar rahmetli Sedat Hakkı Eldem ve Mehmet Ali Handan ile görüştüm. Bana yarışma şartname örnekleri verdiler ve iki kademeli yarışma yapmamızı önerdiler. Dernek olarak bu yarışmayı gazetelerle Türk heykeltraşlarına duyurduk. 28 heykeltraş bu yarışmaya katıldı. Projeler Teknik Üniversite salonlarında sergilendi teşkil edilen seçici jüri heyetinde derneği temsilen ben de bulunuyordum. Bu 28 proje içinden 5 proje ikinci yarışmaya girme hakkını kazandı. Ve bu 5 proje sahibi heykeltraş arasında yapılan ikinci yarışmada bugün uygulamasını yapmış olduğumuz Silifke’li Profesör Heykeltraş Hüseyin Gezer’in projesi birinciliği kazandı. Bu arada biz dernek olarak anıtın yapılacağı yeri tespit ettirmek için iki profesör mimar davet ettik. Ben onlara muhtelif yerler gösterdim. Neticede anıtın şimdiki yapıldığı yer Cumhuriyet Meydanı uygun görüldü. Heykeltraşın gönderdiği proje üzerine kaideyi ben inşaa ettim. Uygulaması oldukça zor olan içi boş betonarme kabuk kaidenin inşaatına Tekniker Nedim Yaltırık’ın büyük emeği geçti. Kaidedeki granit taşlarını o zamanki Karayolları 13. Bölge Müdürü olan Orhan Büyükalp Yenice’den kendi kamyonları ile getirdi. Heykeltraş yaptığı bronz heykeli kamyonla Antalya’ya getirdi, yerine beraber koyduk. Ancak üzülerek söylemek isterim ki, heykeltraşın kaide projesinde dik yüzeylere Kurtuluş Savaşı’nın önemli muhtelif tarihleri yazılacaktı. Ustalara bu granit taş üzerine bu yazıları yazdırtamadım. Kaide betonarme kabuk olup içi oda gibi boştur. Bronz heykelin ağırlığını 4 adet betonarme kolon taşımaktadır. Bu kaidenin içine bir taş kapak açılarak girilebilir.

You may also like...